ŞEFİK DADAŞ’SIZ GEÇEN 30 YIL…


Babamın ardından geçen 30 yıl…

Baba, çocukların güvendiği  evin direği hatta mendireği..

Baba sevgisi bambaşkadır, insanın gücü kuvveti, kudreti .. Arkasında hissettiği en büyük güçtür Baba..

Ben babamı  bundan 30 yıl önce  kaybettim.. Hem de unutamayacağım bir şekilde..

Yoldan geldim  eşimi annesi ile tanışmaya gitmiştik..   sabah babamı hastaneye götürmek için ısrar ettim.. üniversite lojmanlarından, Araştırma hastanesine kadar nefesi yetmedi.. Acil e geldiğimizde elimi attım, babamda ses yok..

Yine şaka yapıyor sandım arada yapardı.. “ hadi baba şakanın yeri değil hastaneye geldik “ diyordum ki babam da hiç ses yoktu ..arabanın arka koltuğunda eli yığılmıştı..

Annem yanı başımda idi. Kendisi ebe olduğundan babamın nabzına elini attı..  “ Baban rahmetli olmuş “ dedi yüzü kireç kesildi bir anda.. koştum acil doktorlarına babama yardım edin dedin.. herkes döküldü benim feryadıma.. babamı içeri aldılar ama ne fayda ki vade  oraya kadardı.. Acilden içeri girmesi nasip olmadı.. Babam kalp krizinden rahmetli olmuştu..   1994 yılı 29 Ağustos ..  Aradan tam 30 yıl geçti.. canım babamı her zaman özlüyorum, bir gün kapı çalacak gelecek diye bekliyorum.. Erzurum'a  her gittiğimde, şimdi camiden gelir diye bekliyorum… 

“  ölüm gerçek, her şey yalan “

Ruhu şad olsun..  Erzurum’da nam yapmış biriydi babam.. nam-ı diğer “ Cinayet  Şefik “ lakabı ile anılırdı.. Hiçbir zaman başını eğmedi, başı hep dik, Hırsızlığı, yolsuzluğu olmamış bir baba… Bileğinde pırlanta gibi el sanatı  ' Saraciye ve Döşemecilik -Oto Döşemeciliği ' vardı. Emekli olunca Kazım Karabekir Caddesinde Saffet ağabeyimle benim  kivremiz İhsan Özpekel'e ait bir  yerde 'Dadaş Oto Döşeme ' levhası ile , oto döşeme dükkanı açmıştı. Babamın yanında döşeme dikişi, oto döşeme işini iyice kapmış, öğrenmiştim.

Rahmetli babam Vergisini zamanında öder, borçtan korkardı.. Mahallede hiç kimse Çevre Vergisi ödemezken o kendisi kayıt yaptırmış, çevre vergisi ödüyordu.  

Her zaman bana  dürüstlüğü, namuslu olmayı öğretmişti.. Haramdan uzak durmayı, hiç kimseye el bağlamamayı, yalakalık yapmamayı öğretmişti.. 

Bugünkü gurur ve ve vakur duruşumun temelini babamdan aldım..

Her şeye her baskıya rağmen başım dik alnım açık..

30 yıl geçti…

Babam rahmetli oluncaya kadar çalıştığım Tercüman Gazetesi Doğu Anadolu Bürosuna ben yokken gelir maaş alamadığımı bildiği için sümenin altına  para bırakırdı. O para ile Büronun telefon, su elektrik giderlerini öderdim.!

Babamın ahirete intikalinden önce Ankara'da Metin Işık arkadaşım  Yeni kurulan Akam Gazetesi'nde iş ayarladı bende de Ankara'ya gittim. Zor günler geçirdim, ev yok , misafirhanelerde  15 er gün kalıyordum ama, gezmediğim misafirhane kalmadı.

Babamın mücadeleci ruhundan  almışım bir güç ki direndim. Sıfırdan başlamıştım. Özel sektör basın işlerinde  tayin falan yok! TRT ve AA da o işler rahattı , hiçbir şey eksilmeden işe devam edebiliyorsun. Ankara'da  hayata yeniden başladım. 16 saat Her gün Tansu Çiller'in Başbakanlık konutu  önünde aracımla  bekler gelen-giden herkesin fotoğrafını çekerdim.  Derken Ankara'da temelli kaldım.. Bir çok gazetede güzel işler çıkartarak çalıştım. 30 senedir babamızın bizlere mirası olan apartmanımız için gayret sarfettim, mekanı cennet olsun Saffet ağabeyimin emeği yoktur, Rahmetli Nadide anamın maddi -manevi desteği ölçülemeyecek kadar yüksektir.. Bugün Evimiz ayakta ama, ailemizin yarısı Babam Şefik Dadaş, ağabeyim Saffet Dadaş  57 yaşında kaybettiği oğlu Saffet için her gün yanan  anamın da rahmetli olması ile ailemizin yarısını kaybettik. Ne yazık ki tek erkek ailede ben kaldım, elimden gelen desteği yapıyor, evimizi ve kapımızı da açık tutmaya çalışıyorum.



 Allah rahmet eylesin canım babacığıma, yattığın yer cennet olsun.. Ahireti hayrolsun..

İnsan Babasını-annesini ve kardeşlerini unutamıyor hiç bir zaman bir varmış-bir yokmuş gibi bu boş dünyadan gelip göçtüler, rahmet ve şükranla anıyorum..

Canım ağabeyim Saffet Dadaş,30 yıl önce babamın mezarı başında, Her zaman ziyarete giderdi


Canım Şefik babam dün gibi gözümün önündesin. Senin ellerinden ve o beyaz sakalından  öpüyorum…

Rabbim sana ,ağabeyime ve anama Cennet bahçesinde bir yer nasip eylesin. 

Yazımı okuyan herkesin geçmişlerine rahmet olsun.

Annem de Vefat edince, Tuzcu köyü mezarlığında tam girişte babamın yanında toprağa verdim

BABAN GİDERSE

Baban giderse;
Başı dumanlı dağın gider
Atan gider, sırtın gider
çınar ağacın gider yaslanacak yer bulamazsın…
Baban giderse
Darda sana yetişen elin gider
Aklın gider , canın gider
Şu dağlanmış yüreğinde
Çocuk kalan yanın gider
Baban giderse
Öpülecek elin gider
Bayram gider

Anne babalarınıza, evdeki büyüklerinize her zaman saygıda ve sevgide kusur etmeyin, ' öf bile demeyin '.. sonra  pişman olursunuz..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mantolama ile zehirliyorlar

YA ŞİMDİ YA DA HİÇ..

DÖNERCİNİN, ATATÜRK'E HAKARETİ