Hırslı muhterem... !

TÜRKİYE GÜNDEMİNE OTURMAK….



     Bugün gündemde siyasetle ilgili bazı konular var.. Bu konuları okurken insanların siyasi hırs için neler yaptığını, parçalandığını, kendilerini parçaladıklarını görüyorum.. Şu siyaset ne menem bir şey ki , insanlar kendilerini kaybediyorlar adeta..
Vakt-i zamanında siyasete girmem için bir baskı olmuştu.. Ben kibarca siyasetin ve siyasetçiliğin benim işim olmadığını söyledim.. ayrıldım oradan , Seçilmem konusunda hiç şüphe de yoktu.. Ama ben hiçbir zaman  bir hava ile oluşan siyaseti tercih etmeyeceğimi bildirdim.. Pişman değilim, çünkü benim yaradılışıma  benim mizacıma aykırı şeyler bunlar.. Gerçek te milletvekili mi lidervekili mi olunacak idi ?.. Olayın içinde olduğum için hiç kimsenin Lider vekilliğine hayır diyemeyeceğini görüyordum.. O nedenle arımla –pirimle evimde oturmayı tercih ettim.. Benim gazeteciliğim benim için dava evla idi..
     Şimdi bakıyorum, birileri çıkıp ileri-geri neler konuşuyorlar TV lerde programlarda .. İnsana dönüp demezler mi / Eleştirdiğin kişilerle beraber hatta yeri geldi onların başında olarak neden bulundun?
     
    Yok akçalı işlere karışmamış mış,  yalancıyı Allah çarpsın mı ? Devletin imkanlarını  bir koltuğu boş sanıp yaptığın harcamaların dökümü bir ortaya çıksa da  akçalı mı – makçalımı herkes görsün..  Zaten sildiler de sen anlamıyorsun silindiğini, silginin silerken çıkardığı silinmiş lastikler gibi oldun.. farkında değilsin .
Yaptığın haksızlıkları, hukuksuzlukları sıralayayım mı ?
Tetikçi tutup insanların ekmeğiyle nasıl oynadığını ifşa edeyim mi ?
Ortada salak-asalak dolaşan bir sürü adamı nerelere getirdiğini bilmeyen kalmadı ? Bunları mı yazalım ?

     Siyaset bazılarında bir  hastalık, bir hırs .  Bazılarının  kanına girdimi o insanı delirtecek seviyeye getiriyor.. ( Tabii  istisnaları hariç – Yeter  bana  diyenlerde oluyor –onları tehzih ediyorum )..
Ölene kadar siyasetçi mi olur insan ?
Ölene kadar şaşaalı  bir şekilde mi evine –işine gider gelir bir insan ?..
     Ben bilirim edasıyla , hiçbir bilmemesine rağmen ahkam kesen muhterem, benim ekmeğimle nasıl oynadığını  da  söylesene ?..

     Herşeyi göze alıp Samanyolu Tv de  ki programa bağlanacaktım.. İsmimi içeri verdiklerinde  “ bağlamayın …... “    sözlerini söylediğini bilmiyor muyum ?  Benim kulağım deliktir bir çok şeyi duyarım muhterem..

     Benim ekmeğimle oynadın, eşinin dostunun arkadaşlarının çocuklarını haketmedikleri yerlere getirdin..  Ne oldu ?

     Benim ekmeğimle oynamak için makamını – işini  düşünmeden “ verin beceriksizler ben yazayım şu  cevabı, bir adamı atamadınız  “  diyerek …. Hidayete ermiş gibi  tavırlar sergiledin .. Ne oldu ?  elini ne geçti..  Elinde kalanı iyi ölç...
   

     Ben eksik –noksan maaş alabilirim .. Ama, şerefim benimle ..El bağlamadım, yalakalık yapmadım , Efenim en iyisini siz bilirsiniz deyip arkanızdan “ deli mi ne “ demedim.. Gerek yok bunlara..  Sen de vatandaşsın ben de.. Aramızda bir fark var.. Benim başım dik, sen de kösnük kösnük dön dolaş dur..

  Beni tanıyan tanır bilen bilir, alnımın terini silerek  dağ-taş dolaşarak gazetecilik yapmış biriyim, hakkımla basın kartımı ve sürekli kartımı almış biriyim.. Ne devlete yaslandım ne medet umdum.. 17 yıllık Tercüman Grubundaki çalışmamda bunun bir göstergesidir. 2 Yıl maaş almadım ama Tercüman Gazetesi'nin Erzurum ve doğu Anadolu bölge Bürosunu ayakta tutmaya çalıştım..

     Bundan sonra senin esamen okunmayacak..  Ama ben Tarih yazdım……. Sen de gördün..  bu bana yeter  Eziklik sende kalsın..  ve sakın kaybetme devam et… Senin sesini yakında sadece sen duyacaksın aynaya konuşarak..
     Söz ortanın, illa alanın ...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mantolama ile zehirliyorlar

DADAŞ HERKESE NAM SALDI…

DÖNERCİNİN, ATATÜRK'E HAKARETİ