Erzurum'da Ramazanın tadı...
Erzurum’da Ramazan tadı…
Erzurum Ramazan
Ayının en güzel şekilde idrak edildiği
illerimizden biri. Şehirde Ramazanı her şekilde hissediyorsunuz.
Şehrin
1900 metrenin üzerindeki rakımı, Ramazan ayında hava şartlarında aşırı
sıcakları bertaraf ediyor.
Püfür
püfür esen rüzgar ve serinlik, kavrulan Türkiye’nin sıcaklığını unutturuyor bir
anda.
İftardan
sonra başlayan hareketlilik, sahura kadar sürüyor. Bahçeler, serin hava
eşliğinde gelen semaver çayları ile dolup taşıyor.
Semaver
çayı artık öyle moda olmuş ki, küçük semaverler çay yetiştiremediği için, Erzurum’da eskiden kullanılan sobalardan büyük semaverler yapılmış. Kocaman
soba-semaverler işbaşında. Semaver çayına ilgi artında, esnafa gün doğmuş. Köşe
bucak, cadde kenarı, tretuvarlar soba-semaverler ve o çayın tiryakileriyle
dolup taşıyor. Gelen çayların bir özelliği genelde kıtlama çay olarak gelmesi
ağzına kadar dolu olması ve yanında birde minik limon bulunması. Limon da iftar
sonrası hararet alıyor.
Sohbet
başlıyor, oradan buradan derken, memleketten. Her kesimin sohbeti farklı bir
şekilde, sırtını devlete yaslayanlar her ay alacakları 500.00 TL para ve iki
ton kömürü konuşurken, ülke meseleleri ile ilgilenen kişiler de “Ne olacak Türkiye’nin hali” diyorlar.
Sohbetlere
katılırsanız sahura kadar oradasınız demektir. Laf lafı açarken, sohbet
koyulaşıyor ve tadı da artıyor haliyle.
Gece
sahura kadar dışarda böyle bir alem var Erzurum’da.
İftar için Dedeman Oteli arıyorum, iftar
salonu ağzına kadar dolu. Saat 15.00 Polat Rönesans ise daha geniş salonlara
sahip olduğundan iftar için her zaman yer bulunabilen mekânlardan.
Geliyoruz
ramazanın gündüz bölümüne, gündüz işe gidenler hariç erkenden yatağından
kalkan pek yok gibi. Sadece çocuklar dışarda.
Lalapaşa Camiinden makamında okunan Öğlen Ezanı ile tüm camilerin hoparlörlerinden
Namaz saatinin geldiğini öğrenmek mümkün.
Ramazan’da
vakit namazlarında Erzurum’da birçok Camii’nin cemaatinde büyük bir artış
gözleniyor. Özellikle şehrin kalabalık caddelerindeki camiler nerede ise vakit
namazlarında bile doluyor.
İftar
hazırlıkları ise Öğlen Namazından sonra başlıyor. Erzurum’un meşhur dökme
kadayıfı, kadayıfçılarda dökülmeye başlıyor. Dönen büyük bir tepsi, altında
yanan ateşle harlanırken, üzerinde ince delikleri olan bir kaptan boşalan daha
önce sulandırılmış hamurun dönen tepsideki yerini alışı, tepsi dönerken alttan
yanan ateşle o ince hamur tellerinin pişerek kıvrılması ve birkaç tur sonrası kadayıfçının büyük
tepsi-siniye uzanan eli ile kadayıflar toplanıyor.. Kadayıf sırasındakiler taze
kadayıflarını alarak oradan ayrılıyorlar..
Daha
sonra sebze-meyve alış verişi yapılıyor..
Erzurum’da
et her zaman iyi bir kasap bulununca lezzetli oluyor.. Mahallebaşı’nda
çocukluğumuzdan beri bildiğimiz meşhur
kasap Rahmi amcamız vardı.. 10 yıla yakındır o kasap dükkanını devralan Osman bey de bana göre Erzurum’da süper et
veren bir kasap olarak çalışıyor.. 15-20 kişinin yanında çalıştığı birkaç şubesi de bulunan
Palandöken kasabında, yeşilde otlanmış
besi hayvanının etinin lezzetini unutamazsınız.. Güvenerek et alınabilecek
yerlerin başında Palandöken kasabı..
Hele birde bu kasabın meşhur Erzurum
sucuğu var ki, dillere destan olmuş durumda.. 5 kişi en güzel etten ve baharatlardan
yaptıkları sucukları dinlendirip dükkanlarında satışa sunuyorlar.. Tertemiz
sucuklar, diğer nallı kuzularla
ilgili olmayan % 100 dana etinden yapılma..
Ramazan’da
alış verişte en sona ise fırında pide
ekmeği sırasına geliyor..
Ramazan’da
Erzurum’daki fırınlardan pide ekmeği
almak bazen ilginç sohbetleri, ekmek sıralarını, ekmek kapışmalarını, sinirler
gerilince ekmek tartışmalarını da beraberinde getiriyor..
Vatandaşın
alım gücünün düşmesi ve Ekmeğe rağbet nedeniyle Ekmek çıkaran yerlerin
fazlalığı nedeniyle artık kavga falan pek görülmüyor…
Pide
ekmeğinin çıktığı fırınlarda yine de tatlı bir bekleyiş var.. Özel ekmek
yaptıranlar, ekmek yapan ustaların yanından ayrılmıyorlar.. Siparişler ard arda
geliyor, “ bana bol yumurtalı , “ bol yumurtalı susamlı “, “ hele şu fındıkları da ekmeğe yok “ , “ hele şu cevizleri de ekmeğe karıştır
“ diye sesler gelirken ilginç sebzeleri de pide üzerinde görüyorum..
Mesela “ yeşil biberli pide “ Bu
pideyi yaptıran kişiyi her yıl Gez mahallesindeki Merkez Fırınında görürüm..
elinde 15-20 yeşil çarliston biber, sipariş verirken biberleri de verir
ustalara..
Dün biraz
şaka yapayım dedim… “ ben gidiyorum
şimdi sizi haber vereceğim “ dedim..
---“nereye , ne olduki ? “ diye sordular..
Benimde o
an aklıma gelen biber gazı esprisi olmuştu, “Bu fırında biber gazı yapıyorlar “ diyeceğim.. Pideyi yaptıran
vatandaş ile usta göz göze geldiler başladılar gülmeye.. Bu sırada fırından
sıcak pide çıkmasını bekleyenler de kahkahalarla gülmeye başladılar..
Biberli
pide ve biber gazı derken susamlı –yumurtalı pidelerle ayrıldım o fırından..
Erzurum’un
sütlü ürünlerde ki markası Leben’
den de alış veriş yapıp Erzurum’un tek ana caddesi olan Cumhuriyet Caddesinden
trafiğe takılarak annemin evine geldim..
İftar
saatini beklerken, Erzurum kalesine baktım.. Çocukluğumda ramazanla ilgili bir anım aklıma geldi..:
Rahmetli
Hacıbabam, balkondan benim iftar saatinde Erzurum kalesine bakmamı ister, top
atılınca haber ver derdi..
İftar
saatinde bir gözcü gibi, Erzurum kalesinden atılacak ramazan topunun dumanını
beklerdim.. Duman
önce çıkar, top sesi sonra patlardı şehirde, şehrin her yanından duyulurdu..
Tabii o zamanki şehir ile şimdiki şehir büyüklüğü arasında dağlar kadar fark
var..
Bir
gün yine iftar topunu beklerken dumanı gözden kaçırdım, çocukların attığı bir maytabı top sesi sanarak balkondan içeri haber
verdim, “ top atıldı “ diye.. Babam duasını yapıp kaşığıyla ayran çorbasına
dalmıştı ki, bommmmmmmmm diye
bir ses.. Bu, gerçek bir iftar topu idi..
Ben balkonda dondum kaldım.. Babamın
elinde kaşık kaldı..
-
“ hani top atılmıştı ? bu ne ? “ diye bana sordu.. Sinirlendi , kaşığı fırlattı sofraya..
-
Ben
sesleri karıştırmıştım.. Başladım gülmeye.. kriz gelmişti.. Bir şey söyleyemiyordum..
-
Bir süre sonra anneme düşmüştü babamı yatıştırma
görevi,
-
Çocuktur boşver, bilerek yapmadı.. diyerek olayı ört –bas etti.. Sonra oturup iftarımızı etmiştik.. Babam o
gece benimle hiç konuşmamıştı.. Ertesi gün ise kendisi balkonda idi J
İftar
topu artık Erzurum’da ses bombası ile
atılıyormuş.. Her yerden duyulan güçlü bir top sesi geliyor kulağınıza.. Allah kabul etsin..
Bu yıl
Erzurum’da ramazan ayında bir sürpriz yaşandı.. Fenerbahçe ile Galatasaray
arasında oynanan süperkupa final maçı..
Yorumlar